sanat

Sadece senin diyarında yoktur güzellik.Bizim ülkemizde de vardır yeşil yeşil kırlar.Eskimiş, geçmişi barındıran binalar sen bizi çekmeye çalışsa da gelmeyiz biz incinirdüz cadde de dağda gezen ayaklar.Sen gezersin eskimiş,çatlamış kırk yıllık mabedi ince bir mozaik için.Bizi sarar camilerin duvarlarındaki bir parça sülüs yazı,heyecan verir bize yanındaki yeşil çinilerle birlikte.sen dalarsın o balerinin yavaş ve ağır süzülüşlerine.Bizim kalbimizi kımıldatır Efe'nin o sert ve güçlü hareketleriyle dizini yere vuruşu.Gürültülü ve karmaşık o orkestra sesleri başımızı ağrıtır, kulaklarımızı sizlatır.Istırap çekenlerin o acıklı sesi hüzünlü bir şarkı gibi gelir kulağımıza.Sen yabancı bir şehirde uzun uzun süzersin uzun boylu, pürüssüz vücutlu o kadın heykelini, biz gurur duyarız güçlü ve sağlam köylünün kıvrılmayan belinden.Biz Anadolu sanatımızdan başka sanat bilmeyiz, içinde barındırır Anadolu'nun özünü.Bir destan gibidir,biz bu yolda türküler söylerken ayrılız yolumuz sana uğurlar olsun.

Bu blogdaki popüler yayınlar

kanunlar üstüne

Montaigne, "kanunlar üstüne" adlı denemesinde yasaların toplumdaki rolünü, bireysel özgürlük ile adalet arasındaki dengeyi sorgular kanunların herkese eşit şekilde uygulanması gerektiğini savunsada, bazen adaletin vicdanla uyumsuz olabileceğini ve bireysel erdemin daha önemli olduğunu vurgular. Yasaların dışsal düzenleyici güç olmasının yanında, insanların içsel erdem ve ahlaka dayalı olarak da doğruyu bulması gerektiğini söyler. Bence kanunların soğuk bir şekilde uygulanması toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebilir. Bu yüzden yasaların sadece ceza ve yaptırım aracı değil, aynı zamanda adaletin evrensel ilkelerini yansıtan bir araç olarak işlev görmesi gerektiğini düşünüyorum 
Devamı

ANI

Yaz tatili yeni başlamıştı. Okullarkapanmıştı. Bir gün arkadaşım ile birlikte parkta oynamaya gittik.Eğlence olsun diye su birikintilerine taş atmaya başladık. Bir ara arkadaşım, “Bak şimdi nasıl uzağa atacağım” diyerek eline bir taş aldı. Ancak taşı fırlatırken bir yanlışlık oldu ve taş benim kafama çarptı. Önce ne olduğunu anlamadım. Sonra kafamdan kan geldiğini görünce paniğe kapıldık. Hemen eve döndük. Annem durumu sakinleştirdi, kafama pansuman yaptı. Küçük bir yara olmasına rağmen birkaç hafta bandajlı dolaştım.
Devamı

monteigne. çeviri adlı denemesi hakkında görüşlerim(38,39)

Çevirinin zorlukları ve önemini ele alır. Montaigne, kendi yazılarının başka dillere aktarılmasında yaşanan güçlükleri ve bu süreçte dilin inceliklerini doğru şekilde yansıtmanın zorluklarını sorgular. Çevirmenin sadece kelimeleri değil, aynı zamanda yazarın felsefi bakış açısını ve üslübunu da doğru şekilde aktarması gerekir. Bu deneme, çevirinin edebi ve düşünsel açıdan ne denli önemli bir görev olduğunu tartışır.
Devamı